Bir sözlüğün sırtı gibi kırılmak istiyorum. Tüm kelimeleriyle ortadan ayrılmayı bekliyorum. Ve daha sonra
sayfalara...
Tercihen 15 parça..
Asfalt Mavisi
Ayaklarımı sallıyorum boşluğa. Çocuk gibi eğleniyorum son kez. Kendi kendime verdiğim sözü tutmada tek başarılı olacağım an. Kafamda kurduğum düşüncelerin gerçeğe dönüşeceği an. Yapmaya çalıştığım gerçi kötü bir denklem değil. Ancak sadece siyah bir boşluk içinde hiç bir şey hissetmeme fikri güzel değil. Ayaklarımı durdurdum. Gerçekten atlamak istiyor muydum? Bir daha düşündüm, kötüden ziyade "yaratıcı" bir denklemdi. Kafamdaki buz kütlesinin serin sularda erimesi benim sonuca varmamı sağlayacak. Değil mi? İnkar etsem bile dönüş yolunu istesem de bulamam. Gidecek yerim de kimsem de yok ki. Biraz olsun rahatlamalıyım hafif bir uyku. Tüm endişelerimden uzaklaşmak. Kendimi sorumlu tutmamak için unutmakla meşgulum bu anı. Unutmak için denizi izlemek. Asfalt maviliğinden uzaklaşıp gerçek maviye karışmak. Kısa süreli huzurdan kendini denize bırakmak. İki ayrı ipliğin arasına düşmek... Nefessizlik.
Buzlar suya karışmaya başladı. Kanım ise deniz gibi pıhtılaşmaya. Üşüyordum. Beynimdeki buzların erimesindendir diyerek avuttum kendimi. Bir anda ayakkabılarımdan biri çıka verdi ve yine avuttum kendimi. Hiçbir yere gittiği yok. Sakin ol. Sadece sakin ol. Gidebileceği bir yer yok ki, denizin üstü kan gölü...