WELCOME

a girl... who loves and tries to write

Bir sözlüğün sırtı gibi kırılmak istiyorum. Tüm kelimeleriyle ortadan ayrılmayı bekliyorum. Ve daha sonra sayfalara...

Tercihen 15 parça..

Kırmızı

Kendi sonunu kendin yazmak ve ilahi adalete bırakmayı vazgeçmekten daha güzel ne olabilir? Sonuçta iyi olsak da kötü olsak da öleceğiz. Tabii ki bunu planlaması bile üzücü normal bir insana göre. Değişken birisi olduğumu biliyorum, hem de hiç olmadığı kadar. Normallikten uzak düşünceleri, tedbirleri, hayalleri olan bir insan için dış dünyaya farklı kaldığını fark etmesi ve buna rağmen tek düze kalmamaya devam etmesi çok yorucu. Belki de olması gereken budur. Her insanın kendi empati ve egosuyla yüzleşmesi gerekmez.

Ama bazı şeyler gerektirir, yolunda olmayan şeyler. Her şeyin belli bir sonuç ve düzlemi vardır. Sonuçlara uymamız bizim düz bulunduğumuz çizgiyi yamultmaktan geçer. Eğer çizgi biraz olsun kaysa şikayet ederiz ve elimizde bir yumak düğüm birikir. Bu sefer ise düğümü çözmeye çalışırken üzerinde kendi izlerimizi görürüz. Parmak izlerimiz, gözyaşlarımız, hissettiklerimiz… Pişmanlık duyar ve uğraşmaya değer görmeyiz çünkü “ben düğümlediysen olması gereken budur” deriz. Ya da kendi düğümümüzü çözmek için başkalarına ve kendimize yükleniriz. Çevremize hiç olmadığı kadar zarar verip ortalığı kargaşaya sürükleriz. Açıklayıp çözmeye çalıştıkça derinlere ineriz. Korkarım. korkardım sanırım. Sonuçta herkes düşüncelerini dökmeye çekinmiyor mu? En derin olanlarından bahsediyorum. Veya bir o kadar saf gözüküp yargılanabilecekleri.

Kendini anlat empati kur, doğru yolu seç. Gerçek sözleri dinlemek isterim yalanlara sığınmaktan ziyade. İnan bana, şimdi her şey daha şeffaf.