Bir sözlüğün sırtı gibi kırılmak istiyorum. Tüm kelimeleriyle ortadan ayrılmayı bekliyorum. Ve daha sonra
sayfalara...
Tercihen 15 parça..
YAZILARIM
İlk Ve Tek Mektup
Ellerindeki o anlamsız çizgiler gibi. İnsanların geleceği gördüğü senin ise bir çift yıpranmış günahkar görmen gibi. İşte bu kadar asil olamıyoruz. Bir şeyi olması gerekenden, saygısına yakın düşünememekten. Romantize etmekten. Sevdiklerinden ziyade çiçek ve altınlarla bezendiğinden sana hayran kalıyorlar. Hatta yanıp tutuşuyorlar, deriler dökülüyor birer birer ve kül tanelerine dönüyor. Seremoni edilmiş bir şekilde, arkasında ağıtlar bırakmış bir kaç toz. Uzanıyor tüm emeklerinin arasında. O ellerle sahip olduğun tüm eşyaların üstünde birikiyor.
Devamını OkuParla
Zihnim yanıyor, kül kül parçalanıyordu. Zamanla kafamdan buharlar tütecek diye tedirgin olmaya başladım. Belki gözlerimi kapasam ve görmezden gelsem geçerdi. Ve uzanırken kıvrıldım, bir kirpi kadar dikenli ve korkak anne rahmine sığacak kadar sıkı bir şekilde. Bacaklarıma sarıldım. Birden bir ışık belirdi, bir fikir. Belki zihnim yandığı içindir belki deliliğim tuttuğu için. Tabiki! beni götürecekler bu cehennemden uzaklaştıracaklar onlardı. İki uzun et ve kemik parçası. Zihnimden uzaklaşamazken beni yönlendirecek iki bacak.. Kirpi dikenlerinden korkmadıkça ne kadar uzak olsa bile her şeyden herkesten ve kendimden uzağa koşuşturmamı sağlayacaklardı.
Devamını Oku12/04/24
Sadece bir iki insandan ibaretim. Tüm yokluğuyla ayakta durmakta direnen insanlarla. Sadece bu kadarını kaldırabiliyorum. İçtiğim sigaranın kalbime artık dayanamaması gibi. Daha fazlasını alamıyorum. Bardağın dolu tarafından bakmama sebep oluyor sürekli.
Devamını OkuKin Nefret Kin
Neden uzak duruyorsun? uyan. İçine sönük tüm yalnızlığınla boğuşuyorsun. Sözler yetmiyor, yetmiyor. Hep aynı şeyleri anlatıyoruz. Konuştukça yutulmak isteniyor. Kendi içinde kayboluyorlar ve ben daha fazlasını açıklayamıyorum. Neden bir kapı uzağımdasın? Sadece tek bir cümle. Tüm ihtiyacım bir söz ve saygı görmekken kapıları kapatmanın anlamı nedir? Tek hatırladığım geldiğinde açtığım paslanmış kapı, tencerede yapışmış unlar ve parlayan bir kaç bilezik, ben ise taburenin üstünde oturup izlerim. Mavi gözlerine çekmediğimden o parlaklığı belki fark edemedin. Başım gözüm üstüne. Bir parça ekmeğin hatırını 17 senedir taşırım. Başım gözüm üstüne. Saygıda kusur etmedim.
Devamını OkuYazı 44
Kalabalık yalnızlığı var üzerimde. Ya da gerçekten yalnızım. Kendi bedenimi hissettikçe, gerçekten kalp atışıma kadar hissettikçe, nerede olduğumu sorguluyorum. Burada durmasam ne kaybederdim. Ve ya her bardağı içerkenki soluğum kadar nefes almasam ne kaybederim. Yalnızlığımı çok önemsemesem de duyularımla bu kadar bağdaşmam göz korkutucu. Ne kadar miyop olsam da bu lafın kulaklarımdan geçip beynime kazınması gibi komik, aşağılayıcı. Mesela gözümdeki gözlükten ibaret olmasam kendimi görmeden hissedebilir miydim? Kanımdaki alkolle düzgün kararlar alabilseydim evet. Ama bu sefer kalabalık değil içimdeki yalnızlık büyürdü. Karanlıktan beslenerek gitgide büyüyerek. İçtiğim bardağın loşluğu da karanlığı süslüyor. Hoşuma da gitmiyor değil.
Devamını OkuAsfalt Mavisi
Ayaklarımı sallıyorum boşluğa. Çocuk gibi eğleniyorum son kez. Kendi kendime verdiğim sözü tutmada tek başarılı olacağım an. Kafamda kurduğum düşüncelerin gerçeğe dönüşeceği an. Yapmaya çalıştığım gerçi kötü bir denklem değil. Ancak sadece siyah bir boşluk içinde hiç bir şey hissetmeme fikri güzel değil. Ayaklarımı durdurdum. Gerçekten atlamak istiyor muydum? Bir daha düşündüm, kötüden ziyade "yaratıcı" bir denklemdi. Kafamdaki buz kütlesinin serin sularda erimesi benim sonuca varmamı sağlayacak. Değil mi? İnkar etsem bile dönüş yolunu istesem de bulamam. Gidecek yerim de kimsem de yok ki.
Devamını OkuKırmızı
Kendi sonunu kendin yazmak ve ilahi adalete bırakmayı vazgeçmekten daha güzel ne olabilir? Sonuçta iyi olsak da kötü olsak da öleceğiz. Tabii ki bunu planlaması bile üzücü normal bir insana göre. Değişken birisi olduğumu biliyorum, hem de hiç olmadığı kadar. Normallikten uzak düşünceleri, tedbirleri, hayalleri olan bir insan için dış dünyaya farklı kaldığını fark etmesi ve buna rağmen tek düze kalmamaya devam etmesi çok yorucu. Belki de olması gereken budur. Her insanın kendi empati ve egosuyla yüzleşmesi gerekmez.
Devamını Oku21
Büyüyen kişiliğimin içine sıkışıp kaldım. Kendimi umursamamak istiyorum. Elimden gelen ufak da olsa bir kaç yardım ve fazlası değil. Daha iyisini bulunca bırakamıyorum.. Bencil ve arsızım. Kendimi bu yönde görmemek için pek bir sebep yok. Oluşan olgular ve olaylar sarıp sarmalıyor ve geri kabuğuma çekiliyorum. Çekildikçe yok oluyorum.
Devamını Oku4.3 KM
Ve bir gözlem bakışlarındaki kaçış. Umursamazlık ve vurdumduymazlık. Yalnızlık ve içe göçüş. Hepsi zamanla tanımlanabilecek, çukura batınca da saplanacak kadar ağırlar. Ve kederine bir sönüp bir donacaklar. İğne ucu kadar değer etmeyecek duygulara imza atmak için buradayım ve hala uyanığım. Eskisinden daha beter olmayacağım ancak böyle de yürümeye devam edemiyorum. Kalbimi hançerle söküp atmama yardımcı olmaları gerek.
Devamını OkuBir zamanlar bir orman vardı
göğe yükseliyor, kanatları altındaki gölgesinde çürüyoruz
meydanın göbeğinde birebir ayıplanıyoruz
hayır, gördüğün bayrak değil birer kabahat
kulak deliğinden ortalara geçip kumaşıyla kıvrılıyor
en derinlerde yerini alıyor ve şeklini koruyor
sınır kapısının eşiğinde hezeyanına kapılıyoruz
bir yenilgi daha ve ölümlerle yüz göz ol
yere çakılan bedenini ve dağılan kanının akışını izledim
Devamını OkuAiri
Sırtından tut ve sürükle. Elini yüzünü gözüne bulaştır tüm hislerin boşluk ve çamura yığılana kadar sürüklen. Gölgesinde eziliyorum ve mermer yer acıtıyor. Gözlerinde kaybolduğum ifadesi sıfatsızca pes ediyor. Kaç saattir düşünüyorum? Aynı şeyler ve başa sar her defasında.
Devamını OkuHyperventilate
Ellerinizi birleştirin ne demek istediğinizi anlamak için. Ufak bir kıvılcım yeter de artar. Hissedemiyorum. Hiç bir şey gerçek değil. Ve ömrümü bununla geçirmek gerçekten yoruyor. Dediklerimi yazmak artık bir şey ifade etmiyor. Ne gelecekteki ben için ne de şuan için. Günün sonunda yüzlerce ölü olarak kalacağız. Bedenlerinize uçurumdan bakacağım, ya da boğazdan.
Devamını Oku